EKİM AYI MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI
Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı
zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri, meme dokusunda yer alan
hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde meme
kanseri kadınlara oranla çok daha az sıklıkla (tüm meme kanserlerinin %1’inden
azı) izlenmektedir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde en sık izlenen ilk on
kanser arasında ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde meme kanseri her 4 kadın
kanserinden birisi olmayı sürdürmektedir. Meme kanseri insidansı dünya geneli
için yüz binde 47,8 iken, Kuzey Avrupa ülkeleri için 86,4, Doğu Asya için 43,0,
Amerika Birleşik Devletleri için 90,3 ve ülkemiz için 47,7’dir [1, 2].
Bir yıl içinde ülkemizde
yaklaşık 19.000 kadına meme kanseri teşhisi konulmaktadır [2]. Geçmişte ileri evrede teşhis edilen meme
kanseri, günümüzde Bakanlığımızca yürütülen tarama programlarının etkisi ile
erken teşhis edilebilmekte ve erken tanı oranlarımızda artış
sağlanabilmektedir.
Erken evrelerde tespit edilen meme kanserlerinin hem tedavileri daha
başarılı olmakta hem de yaşam kalitesi önemli ölçüde artmaktadır. Bu sebeple,
yürütülen toplum tabanlı taramalar yolu ile kadınlarımızın olası bir kanser
gelişimi durumunda kanser gelişim sürecini erken evrede, henüz klinik bulgular ortaya
çıkmadan tespit etmek ve kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm hızını düşürmek mümkün olabilmektedir.
Ülkemizde
toplum tabanlı kanser taramalarına tüm illerimizde Kanser Erken Teşhis, Tarama
ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurularak başlanmış, akabinde bu tarama
programlarına Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM)
dahil edilmiştir. Sözü edilen merkezlerimizde Avrupa Birliği Kalite
Standartlarına uygun tarama programları ile son teknoloji dijital mamografi
cihazlarımız yoluyla halkımıza ücretsiz olarak hizmet verilmektedir. Yine bu
merkezlerimizde halk eğitimleri, KKMM (Kendi Kendine Meme Muayenesi ) eğitimi
verilmekte ve broşür dağıtımı da yapılmaktadır.
Ulusal Kanser Kontrol Programımızda; tarama
stratejilerinin yanı sıra korunma ve önleme programları ve halkın konuya
ilişkin bilinçlendirilmesi çalışmaları da etkili olarak yürütülmektedir.
Kadınlarımız meme kanserinin risk faktörleri,
belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri konularında bilgilendirilmeli, kanserden
korunacak sağlıklı yaşam koşullarına yönlendirilmelidir.
Korunma
Tüm kanserlerde olduğu
gibi; sebze ve meyveden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi
ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin
artırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol kullanımından uzak durma ile
meme kanseri riski azaltılabilmektedir. Aile hekimine danışılarak sağlıklı
kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir. Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna
dair çok sayıda çalışma bulunduğu için tüm annelerin bebeklerini en az 2 yıl
süreyle emzirmeleri önerilmektedir.
Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili,
değiştirilebilir risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
· Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak
· Yeterli fiziksel aktivite yapmamak (hareketsiz
bir yaşam sürmek)
· Hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından
sonra yapmış olmak
· Doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak
· Menopoz sonrası hormon tedavisi almak
· Alkol kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak
şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla alkol tüketimi riski daha çok
arttırmaktadır.
Meme kanserinde değiştirilemeyecek risk faktörleri ise şunlardır:
· Kadın olmak: Kadınlarda erkeklerden 100 kat daha
fazla meme kanseri görülmektedir.
· Yaş almak: Yaş arttıkça meme kanseri riski
artmaktadır.
· Belirli kalıtsal genlere sahip olmak (özellikle
BRCA1, BRCA2 gibi)
· Ailede meme kanseri öyküsünün olması: Birinci
derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri görülmesi riski
iki kat arttırmaktadır. Meme kanseri olan kadınların çoğunluğunda (yaklaşık 10
kişiden 8'inde) ailede meme kanseri öyküsü olmadığını belirtmek önemlidir.
· Kişinin bir memesinde kanser olması: Bu durum
diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini
arttırmaktadır.
· Yoğun meme dokusuna sahip olmak
· Memede iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi)
olması
· Erken adet (mens) görmeye başlamak (özellikle 12
yaşından önce)
· Menapoza 55 yaşından sonra girmek
· Göğüse radyoterapi almış olmak
Meme Kanserinin Belirtileri
Memelerinizin normalde nasıl göründüğünü ve nasıl
hissettiğinizi bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır. Meme kanserini
olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi şansı sunar. Ancak neyin
aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin ve diğer tarama testlerinin
yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri, herhangi bir belirti ortaya
çıkmadan önce meme kanserinin erken aşamalarında bulunmasına yardımcı olur.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen
bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa
da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde görülebilmektedir:
·
Bir memenin tamamının veya bir kısmının
şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)
·
Memede ya da meme ucunda ağrı
·
Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla
belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl)
·
Meme ucunda çekilmeler
·
Memede portakal kabuğu görünümü
·
Meme derisinde tahriş
·
Tek taraflı meme ucunda akıntı
(özellikle kanlı akıntı)
·
Memenin bir kısmında veya tümünde
şişlik, memede şekil değişikliği
·
Meme ya da meme ucu derisinde
kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
·
Koltuk altında yumru (kitle), bazen
memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin
etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.
Bu belirtilerden herhangi biri meme kanseri dışındaki durumlardan da
kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler görüldüğünde, nedeninin
bulunabilmesi için bir genel cerrahi uzmanına muayene olunmalıdır.
Tanı:
Meme kanseri ileri dönemlere gelene kadar belirti
vermeyebilir. Bu nedenle yukarıdaki belirtiler tanı koymak için yeterli
olmadığından en yakın sağlık merkezlerine başvurulması gerekmektedir. Meme kanserine erken dönemde tanı konması,
tedavide başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını artırmaktadır.Bu nedenle 40-69 yaş aralığında tüm kadınlara 2 yılda
bir mamografi çektirmesi önerilmektedir. Erken teşhiste en önemli faktör,
kişinin bu konuda bilinçlenmesi,uygulanan
yöntemin kadınlar tarafından kolay kabullenilmesi, yan etkilerinin az, kolay
uygulanır, ücretsiz ve ekonomik olması ile tarama yöntemlerinin başarıya
ulaşmasıdır.
Kadınlara tarama merkezlerimizde özellikle erken tanı
için aşağıdaki yöntemler öğretilmekte ve uygulanmaktadır.
Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM):
KKMM kadının evinde tek başına rahatlıkla her an
uygulayabileceği bir muayene yöntemidir. KKMM’ni etkili bir şekilde
kullanabilmek için bu konuda yeterli eğitim almak ve öğrenilenleri sürekli,
düzenli ve periyodik aralıklarla uygulamak gerekmektedir. Eğitim almak için
merkezlerimize başvurulması yeterlidir. (Kendi kendine
meme muayenesi broşürüne http://kanser.gov.tr/bilgi-dokumanlar/afis-brosur/1509-kendi-kendine-meme-muayenesi-2015.html web adresinden ulaşılabilir.)
Kadınlar 20
yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Bu muayene
sırasında ayna karşısına geçilerek her iki memenin görüntüsünün simetrik olup olmadığına
bakılır. Meme başı ve derisinde çökme veya çekilme, deride kızarıklık ve ödem
varlığı incelenir. Bu muayene ile özellikle deriye ve meme başına yakın
tümörler kadının kendisi tarafından erken evrede fark edilebilir. Kendini
düzenli olarak muayene eden bir kadın, yeni gelişen bir kitleyi, meme derisi
veya meme başındaki çekintiyi veya renk değişikliğini, asimetrik görünümü ayırt
edebilir. Kanser şüphesi uyandıran kitleler diğer meme dokusundan daha sert
yapıda (ceviz sertliğinde), sınırları net ayırt edilemeyen, hareketi kısıtlı ve
genellikle ağrısızdırlar. Memesinde bir kitle fark eden kadının hemen doktoruna
başvurması gereklidir. Ayrıca iki yılda
bir doktora meme muayenesi için gidilmelidir.
Klinik Meme Muayenesi:
40-69 yaş arası kadınlar
ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmalı, yılda bir kez de doktora meme
muayenesi için gitmelidir.
Mamografi çekilmesi:
40-69 yaş
aralığında; yakınması olmayan kadınlarda meme kanserinin erken tanısı için
yapılır. 2 yılda bir çekilir. Tarama sırasında her iki meme için standart
olarak birisi medyolateral oblik (MLO), diğeri kraniyokaudal (CC) olacak şekilde iki pozisyonda film çekilmesidir.
Günümüzde kullanılan dijital mamografi cihazları
ile kadınlarımıza daha konforlu hizmet sunulmaktadır.
Tedavi
Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup; tedavi kararında
hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunlarının var olup
olmaması gibi birden fazla faktör etkilidir. Meme kanserinde cerrahi, ışın
tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi
seçenekleri uygulanmaktadır.
Kanser Dairesi Başkanlığı WEB sitesinden meme
kanseri ve diğer kanserler için dökümanlara ulaşabilir ve ‘’Hangi Tarama Bana
Uygun’’ linkini kullanarak size en yakın tarama merkezine yönlendirilebilirsiniz.